top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıElif Gür

MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK VE İPTAL SÜRECİ



 

İşbu yazımızda 6769 s. Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca öncelikle markanın hükümsüzlüğü ve hükümsüzlük hallerine değinilecek, sonrasında güncel gelişmeler ışığında markanın iptal prosedürü hakkında bilgilendirme yapılarak markanın hükümsüzlük ve iptalinin sonuçlarına yer verilecektir.


1-) Markanın Hükümsüzlüğü

Marka hükümsüzlüğü, tescil edilmiş bir markanın, gerekli koşullara sahip olmaması nedeniyle dava yoluyla iptali ve böylece daha önceden elde edilmiş marka hakkının son bulması anlamına gelmektedir.

Tescil edilmiş bir markanın hükümsüzlüğü yalnızca dava yoluyla talep edilebilmektedir.

Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) Madde 25’te hükümsüzlük halleri düzenlenmiştir. Buna göre bir markanın SMK madde 5 ve  SMK madde 6’da sayılan şartlardan birinin oluşması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmektedir. İlgili maddeler incelendiğinde görüleceği üzere SMK Madde 5'teki mutlak ret nedenleri aynı zamanda marka başvurusunda Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından resen dikkate alınabilmekteyken; SMK Madde 6'daki nispi ret nedenleri ise taraflarca yayıma itiraz edilmesi halinde marka başvuru aşamasında dikkate alınan hususlardan olup, sayılan ilgili hususlar marka tescil edildiyse hükümsüzlük sebebi olarak da öne sürülebilmektedir.


Nitekim ilgili madde aşağıdadır;

Madde 25- (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.

(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.

(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.

(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.

(5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.

(6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.

(7) 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.

 

Marka hükümsüzlüğü davasında görevli mahkemeler Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleridir. Bu mahkemelerin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakmakla görevlidir. Marka hükümsüzlük davasına bakmaya yetkili mahkemeler ise davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

 

Markanın hükümsüzlüğünü, hükümsüzlük davasına menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları açabilmektedir. Bu kapsamda menfaati olanlar, menfaatini dava aşamasında ispatlamaları gerekmektedir.

Marka hükümsüzlüğü davası marka sicilinde marka sahibi olarak görülen kişiye karşı açılmalıdır.

 Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25. maddesinin 6. fıkrasında hükümsüzlük talebinde bulunmak için hak düşürücü süre düzenlenmiştir. Buna göre, tescilli bir marka sahibi, iltibas-karışıklık-ilişkilendirilme ihtimali doğuracak tescilli markalara karşı markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl içerisinde sessiz kalır ise, artık söz konusu markanın hükümsüzlüğünü isteyemeyecektir. Zira kullanıma 5 yıl boyunca sessiz kaldığı için; artık karşı çıkma ve hükümsüzlük talep etme hakkını kaybedecektir. Lakin mevzuatta bu durumun istinası; marka sahibinin kötüniyetli olma hali, olarak düzenlenmiştir. Buna göre; sonraki tarihli marka tescilinin “kötüniyetli” olduğu ispat edildiği taktirde, herhangi bir zamanaşımı durumundan kaynaklı hak kaybı söz konusu olmayacaktır. Belirtme zaruretimiz hasıl olmuştur ki, 5 yıl sürenin geçmesinin ardından kötüniyetin ileri sürülmesi halinde ispat yükü iddia edene ait olacak bu durum ispat hukuku açısından müddeiye külfet olabilecektir.


2-) Marka İptal Süreci

Tescil işleminden sonra ortaya çıkan birtakım hukuka aykırı durumlar neticesinde markanın iptali mümkündür. Markanın iptal talebi için, 10.01.2024 tarihine kadar mahkemelerde “Markanın İptali Davası” açılabilecek, bu tarihten sonraysa Türk Patent ve Marka Hukuku (TÜRKPATENT) nezdinde iptal başvurusunda bulunulabilecektir. Markanın iptali nedenleri varsa, iptal talebinin ileri sürülmesi için kanunda herhangi bir süre sınırlandırılması öngörülmemiştir. Markanın iptali, ilgili kişilerce, Cumhuriyet savcılarınca ve/veya kamu kuruluşlarınca talep edilebilmektedir.  Markanın iptali nedenlerinin tespiti halinde marka iptal edilecek ve bu karar geleceğe etkili olarak sonuç doğuracaktır.


Markanın iptal edilmesi sonucu doğabilecek birtakım durumlar SMK madde 26’da düzenlenmiş olup ilgili madde;

Madde 26- (1) Aşağıdaki hâllerde talep üzerine Kurum tarafından markanın iptaline karar verilir:

a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması.

b) Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad hâline gelmesi.

c) Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması.

ç) 32 nci maddeye aykırı kullanımın olması.

(2) İlgili kişiler, Kurumdan markanın iptalini isteyebilir.

(3) Marka iptal talepleri, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı ileri sürülür.

(4) Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılmış olması hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine ilişkin iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz.

(5) İptal hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi iptale karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde iptal kararı verilemez.

(6) İptal incelemesi sırasında hak sahibinin değişmesi hâlinde, sicilde hak sahibi olarak görünen kişiye karşı işlemlere devam edilir.

(7) İptal talepleri, iptali istenen markanın sahibine tebliğ edilir. Marka sahibi bir ay içinde talebe ilişkin delillerini ve cevaplarını Kuruma sunar. Söz konusu bir aylık süre içinde talep edilmesi hâlinde Kurum bir aya kadar ek süre verir. Kurum gerekli gördüğü takdirde ek bilgi ve belge sunulmasını isteyebilir. Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.

Birinci fıkrada “Kurum” olarak anılan ifadenin uygulamadaki karşılığı Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) olarak karşımıza çıkmaktadır.

10.01.2024 tarihine kadar açılabilen markanın iptali davalarında görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olup bu mahkemelerin bulunmadığı yargı çevrelerinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Davalardaki yetkili mahkeme ise iptali istenen markanın sahibinin yerleşim yeri olarak belirtilmiştir.

10.01.2024 tarihinden sonra, marka iptal taleplerinde yetkili mercii TÜRKPATENT olup, talepler TÜRKPATENT tarafından değerlendirilecektir.

SMK tarafından iptal talebine yönelik bir süre öngörülmemiştir. Ancak iptal talebinin doğası gereği markanın tescil süresinin sonuna kadar iptal talebinde bulunulabilmesi mümkündür.

Markanın iptali, işbu iptal kararı verilmesinde menfaati olan kişiler tarafından talep edilebilir. Bununla beraber, halkı yanıltıcı markalar veya garanti ve ortak markaların teknik şartnamelerine aykırı olarak kullanılan markaların iptali talebi kamu düzenine ilişkindir. Marka hakkında iptal kararı verilmesi bozucu yenilik doğuran bir karar niteliğinde olup hakkında iptal kararı verilen marka sona erecektir.


3-) Hükümsüzlük veya İptal Kararının Sonuçları

İlgili başlık SMK’nın 27. Maddesinde “Hükümsüzlüğün ve İptalin Etkisi” başlığı altında ele alınmıştır. Söz konusu madde kapsamında;


“ Madde 27- (1) 25 inci madde gereğince markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

(2) 26 ncı madde gereğince markanın iptaline karar verilmesi hâlinde ise bu karar, iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarihten itibaren etkilidir. Ancak talep üzerine, iptal hâllerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması hâlinde iptal kararının bu tarihten itibaren etkili olacağına karar verilebilir.

(3) Marka sahibinin ağır ihmali veya kötüniyetli olarak hareket etmesi nedeniyle zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlük ve ikinci fıkranın ikinci cümlesinde düzenlenmiş olan iptal kararının geriye dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

a) Karardan önce, markanın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle açılan davada verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar.

b) Karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler.

(4) Üçüncü fıkranın (b) bendi kapsamındaki sözleşmeler uyarınca ödenmiş bedelin, hakkaniyet gereği kısmen ya da tamamen iadesi istenebilir.

(5) Markanın hükümsüzlüğüne veya iptaline ilişkin kesinleşmiş kararlar, herkese karşı hüküm doğurur.

(6) Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu kararı Kuruma resen gönderir.

(7) Hükümsüzlük veya iptal kararının kesinleşmesinden sonra marka sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayımlanır.”

şeklinde belirtilmiştir.


Bu kapsamda, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde bu karar markaya başvuru tarihinden itibaren geçerli olup, markaya bu kanunla sağlanan koruma hiç verilmemiş sayılacaktır; iptal durumunda ise bu karar, iptal talebinin kuruma sunulduğu tarihten itibaren etkili olmakta ancak talep üzerine iptal hallerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması durumunda iptal kararının o tarihten itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir.



Hükümsüzlük veya iptal kararları herkese karşı hüküm doğurmaktadır.

Hükümsüzlük şartları bir kısım mal ve hizmetler yönünden oluşmuşsa, sadece o mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlük kararı verilmektedir. Hükümsüzlük kararı verildiği takdirde daha önce alınmış ve uygulanmış bir ihtiyati tedbir kararı varsa bu tedbir nedeniyle zarar gördüğünü iddia ederek tazminat talebinde bulunan kimse şartları oluştuğu takdirde tazminat talep edebilir. Burada kusursuz sorumluluk söz konusu ise de lehine tedbir kararı verilen kimsenin ihtiyati tedbir kararı verildiği tarihte haklı olması ve kötü niyetli olmaması durumunda somut olaya göre değerlendirme yapılması gerekir.

Madde kapsamında bir başka yenilik olarak ise, markanın hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkemenin, tarafların talepte bulunmasına gerek kalmaksızın kararı Kurum’a re'sen göndermesi yükümlülüğü getirilmiştir. Ayrıca kararın kesinleşmesi sonrasında da marka sicilinden terkin edilerek bültende yayınlanması hükmü getirilmiştir. Karar kesinleştiğinde mahkeme tarafından Kurum’a resen gönderilir, sicilden terkin edilerek durum Bültende yayımlanır.

 

4-) SONUÇ

SMK 5 ve 6. Maddelerde sayılan hallerin bulunması halinde markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecek olup, 6. Maddede yer alan nispi ret nedenlerinin bulunması halinde hak sahibine markanın hükümsüzlüğünü talep edebilmek için 5 yıllık bir hak düşürücü süre tanınmıştır. Söz konusu hak düşürücü sürenin istisnai hali olarak da sonraki tarihli marka tescilinin kötüniyetli olması hali düzenlenmiştir. Söz konusu halin somut davaya nasıl etki edeceğinin ise ispat hukuku bağlamında ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. SMK md. 26 ile geçici olarak mahkemelere verilmiş olan marka iptal yetkisi, 10.01.2024 tarihi itibarıyla TÜRKPATENT’e devredilerek idari bir prosedür haline getirilmiştir.  Bu gelişmeyle birlikte, markanın iptali hususundaki sürecin daha az maliyetli ve hızlı olması beklenmektedir.

 

Saygılarımızla,

 

Gür Legal Hukuk & Danışmanlık

 

 

21 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page